"Bu güzel mülteci kampımıza hoş geldiniz, odalarınızı kendiniz tamir edip temizleyeceksiniz." (Filmden )
Norveç'te iflas eden bir otel sahibi, çareyi otel binasini mülteci kampina dönüstürmekte bulur.
Norveç'in en kuzeyinde, dağın başındaki bir kasabada ailesinden kalan oteli işleten Primus, iflas eder. Eşi ve kızı ona olan güvenlerini tamamen kaybetmiştir. Primus, devletin mülteci kamplarına verdiği parasal destekten faydalanarak binayı mülteci kampına dönüştürmeye ve böylece iflasını avantaja çevirmeye karar verir. Kasabaya gelen 50 mülteci, izbe otel binasına yerleştikten kısa bir süre sonra, Primus'un ırkçı esprilerine ve umursamaz tavrına isyan ederler. Primus huzuru sağlamak için, yedi dil bilen Abedi'nin yardımına başvurur. Abedi'yle birlikte mültecileri dinlerine ve milliyetlerine göre farklı katlara yerleştirirler: Hindular bir kata, Sünniler diğer kata, Şiiler bir başkasına... Primus nihayet kendi tavrını sorgulamaya başladığında, otelde işler yoluna girmeye başlar. Yaşadığımız dönemin en önemli meselelerinden birini İskandinavlara has bir mizahi yaklaşımla ele alan filmin adı da elbette ironik: Norveç'e Hoşgeldiniz.
2016 GÖTEBORG BEST NORDIC FILM AUDIENCE AWARD, SEATTLE, HELSINKI, ZURICH, CPH:PIX
Kariyerine belgesellerle başlayan Norveçli yazar ve yönetmen Rune Denstad Langlo, 1972 yılında doğdu. Langlo'nun ilk uzun metraj filmi Kuzey (2009), Berlin Film Festivali'nin Panorama bölümünde FIPRESCI Ödülü'nü kazandı. İkinci uzun metraj filmi Chasing the Wind (2013) de dünya çapında birçok festivali dolaştı.